Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Yavuz Sultan Selim'in Şah İsmail'e Cevabı

Yavuz Sultan Selim Han'ın döneminde geçen bu olay, O'nun ne kadar akıllı olduğunu gözler önüne seriyor. Şah İsmail'in hakareti üzerine Yavuz'un cevabı... İran hükümdarı Şah İsmail, kıymetli mücevherler ile dolu bir hediye sandığı gönderir, hünkâra. Sandık açılır. İçinden çeşit,çeşit değerli taşlar, kıymetli atlas, kadife kumaşlar çıkar... Fakat, sandık açılır açılmaz, etrafa pek fena bir koku da yayılır. Önce, hiç kimse bir anlam veremezken, nadide mücevherler ile dolu sandıktaki bu fena kokuya. Sonra, mesele anlaşılır. Sandığın dibine insan dışkısı doldurulmuş. Yani, Şah İsmail, aklı sıra, cihan padişahına hakaret ediyor… (!) Cihan padişahı emir verir, "herkes düşünsün, bu edepsizliğe, Osmanlı'nın şanına yakışacak şekilde bir mukabelede bulunmalıyız.“" Ve çözümü yine kendisi bulur... Aynı şekilde değerli mücevher ve kumaşlarla süslü bir sandık hazırlatılır. Sandığın içine, o zamanın en nefis gül kokulu lokumlarından hazırlanmış bir kut

Fazıl Hüsnü Dağlarca Kimdir?

Fazıl Hüsnü Dağlarca 1914 yılında İstanbul'da doğmuştur.Babası asker olduğu için ilk ve ortaöğrenimi Türkiye'nin çeşitli illerinde geçmiştir. Kuleli Askeri Lise'si ve Harp okulunu bitirdikten sonra 15 yıl boyunca subaylık yapmıştır. Basın Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü'nde kısa bir süre görev yaptı.İstanbul Aksaray'da kitabevini açtı. 1960-1964 yılları arasında Türkçe isimli aylık dergi çıkardı. 1970'de yayınevini kapatan Dağlarca, sadece şiirle uğraşmaya başladı. İlk şiiri 1933'te Yavaşlayan Ömür'dür, İstanbul Dergisi'nde çıkmıştır. İlk şiirlerinde Necip Fazıl Kısakürek etkisi görülür. Kendine has üslubu ise 1940 yıllarında Çocuk ve Allah ile başlar. Şiirleri Sezgi ve Us olmak üzere iki dönem olarak incelenebilir. Sezgi döneminde kendine has bir şiir dili ve biçemi yaratmayı başaran Dağlarca, Us döneminde ise güçlü bir Türkçe tutkusuyla dikkat çeker. Dağlarca Us döneminde dilin arılaştırılması adına çalışmalar yapmıştır. Evrensel temalara

İlginç Bitki İsimleri

Bitkilerin isimleri dilimizde gerçekten çok yaratıcı şekilde oluşturulmuş. İnternet'te yaptığım aramalarla bulduğum birbirinden ilginç isimlere sahip bitkileri sizlerle paylaşıyorum... ABDESTBOZAN OTU Gülgillerden, siyah ve yeşil boya çıkartılan bitkidir. Rutubetli yerlerde yetişir. Boyu 70 santimetreye ulaşır. Mide rahatsızlıklarında kullanılır.İdrar söktürmede ve kan dindirmede de kullanılır. ACI AĞAÇ Sedefotugillerden, 2- 3 metre  boyundaki bitkinin, ince kabuklarının üzerinde sarı benekler bulunur, çiçekleri kırmızıdır. Sıcak ülkelerde yetişir. Mide, bağırsak, karaciğer ve böbreklerin çalışmasını düzenlemede yardımcıdır. ADAM OTU Mavimsi-mor renkli çiçekler açan, rozet yapraklı ve kazık köklü çok yıllık otsu bir bitkidir. Kökleri insana benzediği için, bu isim verilmiştir. Ağrı kesici ve yatıştırıcı etkileri bulunur. İlginç isimlere sahip bitkilerden "Adam Otu", ismini, köklerinin insan vücuduna benzemesinden alıyor AYI ÜZÜMÜ Fundagillerden, küçük taneler

Ömer Hayyam Rubaileri - 10

Bilgisizliğimi sundum durdum aleme; Bir yoksulluk karanlığı çöktü gönlüme; Utandım günahımdam, müslümanlığımdan: Bundan böyle zünnar takacağım belime. Bir su, bir damla suymuşuz, bele düşmüşüz; Şehvet ateşiyle dışarı savrulmuşuz; Yarın yel savuracak toprağımızı: İçelim, hoş geçsin üç nefeslik ömrümüz. Bahtımın kökü yeşerip dal budak da verse Eğretidir bu ömür diye giydiğin elbise; Mıhlar gevşek bir gölgeliktir beden çadır, Pek dayanma sakın ne kadar sağlam da görünse. Ben de geçtim gittim bu zulüm yurdundan, Elimde yelden başka bir şey kalmadan; Ama var mı, ölümüme sevinip de Ecelin şaşmaz tuzağından kurtulan? Orucumu yiyorsam ramazanda Mübarek aydan habersizim sanma: Çileden gece oluyor da gündüzüm Sahura kalkıyorum gün ortasında. Yılan gibi taşa girsen de, Saki, Sızar ecelin suyu bulur seni; Bu dünya toprak, Saki, türkü söyle; Bu soluk bir yel, şarap ver, Saki. Gönül Bijen'i kuyu gibi gam zindanında; Akıl Sührab'ı ölmüş derdinin sayvanında; Dünya S