Ey özünün sırlarına akıl ermeyen;
Suçumuza, duamıza önem vermeyen; Günahtan sarhoştum, ama dilekten ayık; Umudumu rahmetine bağlamışım ben.
Büyükse de isyanım, kötülüklerim,
Yüce Tanrı'dan umut kesmiş değilim; Bugün sarhoş ve harap ölsem de yarın Rahmete kavuşur elbet kemiklerim.
Tanrım bir geçim kapısı açıver bana;
Kimseye minnetsiz yaşamak yeter bana; Şarap içir, öyle kendimden geçir ki beni Haberim olmasın gelen dertten başıma.
Rahmetin var, günah işlemekten korkmam;
Azığım senden, yolda çaresiz kalmam; Mahşerde lutfunla ak pak olursa yüzüm Defterim kara yazılmış olsun, aldırmam.
Derde gama yatkın yüreğime acı;
Bu tutsak cana, garip gönlüme acı; Bağışla meyhaneye giden ayağımı, Kızıl kadehi tutan elime acı. |
Akıl bu kadehi övdükçe över;
Alnından sevgiyle öptükçe öper; Zaman Usta'ysa bu canım nesneyi Hem yapar hem kırıp bin parça eder.
Ey zaman, bilmez misin ettiğin kötülükleri?
Sana düşer azapların, tövbelerin beteri. Alçakları besler, yoksulları ezer durursun:
Ya bunak bir ihtiyarsın, ya da eşeğin biri.
Her sabah yeni bir gün doğarken,
Bir gün de eksilir ömürden; Her şafak bir hırsız gibidir Elinde bir fenerle gelen.
Dünya dediğin bir bakışımızdır bizim;
Ceyhun nehri kanlı göz yaşımızdır bizim; Cehennem, boşuna dert çektiğimiz günler, Cennetse gün ettiğimiz günlerdir bizim.
Yaşamanın sırlarını bileydin
Ölümün sırlarını da çözerdin; Bugün aklın var, bir şey bildiğin yok: Yarın, akılsız, neyi bileceksin? |
Ömer Hayyam 'ın rubaileriyle bir şekilde karşılaşmışsınızdır. Ne kadar rubaisi olduğu bir muamma fakat kendisine atfedilen rubaisi yüzlercedir. Hangi rubaisinin kendisine ait, hangisinin değil tartışmaları uzun zamandan beri süre gelmektedir. Dinsiz mi, dindar mı olduğu da bu tartışmalarda hüküm sürmektedir. Gazali'yle olan muhabbetine geçmeden önce rubailerindeki ince ayrıntıya dikkat etmenizi istiyorum. Rubaileri a+a+b+a uyak düzeninde olan Hayyam'ın kesinlikle olmayan rubailerinden bir örnek vermek istiyorum. "Irmaklarından şaraplar akacak diyorsun Cennet-i âla meyhane midir? Her mü'mine iki huri diyorsun Cennet-i âla kerhane midir?" Yukarıda gördüğünüz bu dörtlük kesinlikle O'na ait değildir. Çünkü a+b+a+b uyak düzeninde yazılmıştır ve Ömer Hayyam'ın rubailerindeki uyak düzeniyle uzaktan-yakından alakası yoktur. Ömer Hayyam Dünya'nın hareketli olduğunu söylediği için dinsiz sayılmıştır. Galile meselesi gibi o da Dünya'nın kendi eks
Yorumlar