Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Osman Bey (Osman Gazi) Kimdir?

Osman Bey Kimdir? Osmanlı Devleti'nin kurucusu olan Osman Gazi 1258'de Söğüt'te doğdu. Babası Ertuğrul Gazi, annesi Hayme Hatun'dur. Osman Gazi uzun boylu, yuvarlak yüzlü, esmer tenli, ela gözlü ve kalın kaşlıydı. Omuzları arası oldukça geniş, vücudunun belden yukarı kısmı aşağı kısmına oranla daha uzundu. Başına kırmızı çuhadan yapılmış Çağatay tarzında Horasan tacı giyerdi. İç ve dış elbiseleri geniş yenliydi. Osman Gazi değerli bir devlet adamıydı. Dürüst, tedbirli, cesur, cömert ve adaletliydi. Fakirlere yedirip, giydirmeyi çok severdi. Üzerindeki elbiseye kim biraz dikkatlice baksa, hemen çıkartıp ona hediye ederdi. Her ikindi vakti kendi evinde kim varsa onlara ziyafet verirdi. Osman Gazi, 1281 yılında Söğüt'te Kayı Boyu'nun yönetimine geçtiğinde henüz 23 yaşındaydı. Ata binmekte, kılıç kullanmakta ve savaşmakta çok ustaydı. Aşiretin ileri gelenlerinden Ömer Bey'in kızı Mal Hatun ile evlendi ve bu evlilikten ilerde Osmanlı Devleti'nin başına

Blogger "tr" Yönlendirmesi Nasıl İptal Edilir?

Blogger kişisel blogları bulundukları ülkelere göre farklı alanlara yönlendirir. Örneğin Almanya'dan giren birisi blogspot.com.de gibi bir alana yönlendirilir. Ülkemizde de emsalleri blogspot.com.tr şeklinde görülür. Google'nin bunu yapmasının sebebi ise, ülkelerin engelleyeceği alan adlarının sadece o ülke içerisinde kalmasını sağlamak. Fakat bu şekilde farklı alan adları üzerinden hit aldığımız için, alexa dahil birçok sıralama karışacak. Bunlardan kurtulmak için blogger'in yaptığı bu yönlendirmeyi ortadan kaldırıyoruz... Bunu yapmanın yolu çok zor değil... Blogger hesabınızdan blogunuza girip Şablon/HTML'yi Düzenle yolunu izliyoruz. Şablon kodlarının bulunduğu yerde Ctrl+F tuşuyla <head> kodunu arıyoruz. Bulduğumuz <head>ın hemen altına aşağıdaki kodları yerleştiriyoruz. <script type="text/javascript"> var blog = document.location.hostname.split("."); if (blog[blog.length - 1] != "com") {

Windows 10'da GodMode ?

"Godmode" windows işletim sistemlerinde, ulaşılması zor olan ayarlamaların yapılmasına imkan sağlayan ayarlar bütünüdür. Denetim Masası gibi düşünebileceğiniz bu ayarların içerisinde 250'ye yakın farklı ayar seçeneği mevcuttur. Bu ayarlamalara ulaşmak windows 10'da çok kolaydır. Masaüstünde bir klasör açarak ismini aşağıdaki kodla değiştirirseniz klasörün " GodMode " ismini alan ayarlamaların yapıldığı bir dosyaya dönüştüğünü görürsünüz. GodMode Kodu: GodMode.{ED7BA470-8E54-465E-825C-99712043E01C} Yukarıdaki kodu oluşturduğunuz yeni klasörün adı olarak tanımlarsanız, klasör şekil değiştirir. GodMode'nin oluşmuş hali bu şekildedir. Oluşan bu dosyayı açarak, ulaşması çok zor olan ayarları görüntüleyebilir, bunları kolaylıkla değiştirebilirsiniz...

LG G4 - Samsung S6 Karşılaştırması

Gerçekten çok kararsız kalınabilecek özelliklerin varolduğu iki telefon modelinin incelemesi… G4’ün ekranı 5,5″ – Galaxy s6’nın ekranı 5,1″ . G4 ekran boyutuyla burada bir adım öne geçiyor. Bu açığı samsung128 GB‘lık dahili hafızasıyla kapatmış. G4 32 GB‘lık depolamaya sahip… Galaxy s6 Exynos 7420 Quad-core 1.5 GHz Cortex-A53 & Quad-core 2.1 GHz Cortex-A57 işlemcisi kullanıyor. G4 ise Qualcomm MSM8992 Snapdragon 808 Dual-core 1.8 GHz Cortex-A57 & quad-core 1.44 GHz Cortex-A53.Samsung S6’da kullanılan işlemci LG G4’e göre %17 civarında daha hızlıymış. S6 Super AMOLED kullanırken G4 IPS LCD ile bir adım geride kalmış…S6 576 PPI ile daha yüksek pixel yoğunluğuna sahip. G4 ise 534 PPI. S6 6.8mm G4 9.8mm. Samsung inceliğiyle bir adım daha öne geçiyor… LG G4 LTE 300Mbps Galaxy S6 ise LTE 150Mbps. Hangi telefon şebekesi o kadar yüksek hız sağlayabilir bilmiyorum. G4 hızlı mı, hızlı işte :) Bu arada G4’de radyo var, S6’ya koymamışlar… Bence Samsung… Sebebi ise Daha haf

Yavuz Sultan Selim'in Şah İsmail'e Cevabı

Yavuz Sultan Selim Han'ın döneminde geçen bu olay, O'nun ne kadar akıllı olduğunu gözler önüne seriyor. Şah İsmail'in hakareti üzerine Yavuz'un cevabı... İran hükümdarı Şah İsmail, kıymetli mücevherler ile dolu bir hediye sandığı gönderir, hünkâra. Sandık açılır. İçinden çeşit,çeşit değerli taşlar, kıymetli atlas, kadife kumaşlar çıkar... Fakat, sandık açılır açılmaz, etrafa pek fena bir koku da yayılır. Önce, hiç kimse bir anlam veremezken, nadide mücevherler ile dolu sandıktaki bu fena kokuya. Sonra, mesele anlaşılır. Sandığın dibine insan dışkısı doldurulmuş. Yani, Şah İsmail, aklı sıra, cihan padişahına hakaret ediyor… (!) Cihan padişahı emir verir, "herkes düşünsün, bu edepsizliğe, Osmanlı'nın şanına yakışacak şekilde bir mukabelede bulunmalıyız.“" Ve çözümü yine kendisi bulur... Aynı şekilde değerli mücevher ve kumaşlarla süslü bir sandık hazırlatılır. Sandığın içine, o zamanın en nefis gül kokulu lokumlarından hazırlanmış bir kut

Fazıl Hüsnü Dağlarca Kimdir?

Fazıl Hüsnü Dağlarca 1914 yılında İstanbul'da doğmuştur.Babası asker olduğu için ilk ve ortaöğrenimi Türkiye'nin çeşitli illerinde geçmiştir. Kuleli Askeri Lise'si ve Harp okulunu bitirdikten sonra 15 yıl boyunca subaylık yapmıştır. Basın Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü'nde kısa bir süre görev yaptı.İstanbul Aksaray'da kitabevini açtı. 1960-1964 yılları arasında Türkçe isimli aylık dergi çıkardı. 1970'de yayınevini kapatan Dağlarca, sadece şiirle uğraşmaya başladı. İlk şiiri 1933'te Yavaşlayan Ömür'dür, İstanbul Dergisi'nde çıkmıştır. İlk şiirlerinde Necip Fazıl Kısakürek etkisi görülür. Kendine has üslubu ise 1940 yıllarında Çocuk ve Allah ile başlar. Şiirleri Sezgi ve Us olmak üzere iki dönem olarak incelenebilir. Sezgi döneminde kendine has bir şiir dili ve biçemi yaratmayı başaran Dağlarca, Us döneminde ise güçlü bir Türkçe tutkusuyla dikkat çeker. Dağlarca Us döneminde dilin arılaştırılması adına çalışmalar yapmıştır. Evrensel temalara

İlginç Bitki İsimleri

Bitkilerin isimleri dilimizde gerçekten çok yaratıcı şekilde oluşturulmuş. İnternet'te yaptığım aramalarla bulduğum birbirinden ilginç isimlere sahip bitkileri sizlerle paylaşıyorum... ABDESTBOZAN OTU Gülgillerden, siyah ve yeşil boya çıkartılan bitkidir. Rutubetli yerlerde yetişir. Boyu 70 santimetreye ulaşır. Mide rahatsızlıklarında kullanılır.İdrar söktürmede ve kan dindirmede de kullanılır. ACI AĞAÇ Sedefotugillerden, 2- 3 metre  boyundaki bitkinin, ince kabuklarının üzerinde sarı benekler bulunur, çiçekleri kırmızıdır. Sıcak ülkelerde yetişir. Mide, bağırsak, karaciğer ve böbreklerin çalışmasını düzenlemede yardımcıdır. ADAM OTU Mavimsi-mor renkli çiçekler açan, rozet yapraklı ve kazık köklü çok yıllık otsu bir bitkidir. Kökleri insana benzediği için, bu isim verilmiştir. Ağrı kesici ve yatıştırıcı etkileri bulunur. İlginç isimlere sahip bitkilerden "Adam Otu", ismini, köklerinin insan vücuduna benzemesinden alıyor AYI ÜZÜMÜ Fundagillerden, küçük taneler

Ömer Hayyam Rubaileri - 10

Bilgisizliğimi sundum durdum aleme; Bir yoksulluk karanlığı çöktü gönlüme; Utandım günahımdam, müslümanlığımdan: Bundan böyle zünnar takacağım belime. Bir su, bir damla suymuşuz, bele düşmüşüz; Şehvet ateşiyle dışarı savrulmuşuz; Yarın yel savuracak toprağımızı: İçelim, hoş geçsin üç nefeslik ömrümüz. Bahtımın kökü yeşerip dal budak da verse Eğretidir bu ömür diye giydiğin elbise; Mıhlar gevşek bir gölgeliktir beden çadır, Pek dayanma sakın ne kadar sağlam da görünse. Ben de geçtim gittim bu zulüm yurdundan, Elimde yelden başka bir şey kalmadan; Ama var mı, ölümüme sevinip de Ecelin şaşmaz tuzağından kurtulan? Orucumu yiyorsam ramazanda Mübarek aydan habersizim sanma: Çileden gece oluyor da gündüzüm Sahura kalkıyorum gün ortasında. Yılan gibi taşa girsen de, Saki, Sızar ecelin suyu bulur seni; Bu dünya toprak, Saki, türkü söyle; Bu soluk bir yel, şarap ver, Saki. Gönül Bijen'i kuyu gibi gam zindanında; Akıl Sührab'ı ölmüş derdinin sayvanında; Dünya S

Ömer Hayyam Rubaileri - 9

Ramazan ayı bu yıl da geldi yine; Vurdu bukağıyı aklın bileğine; Tanrım bu halka bir gaflet ver de bari Ramazanı Şevval sansınlar bu sene. Ey doğru yolun yolcusu, çaresiz kalma; Çıkma kendinden dışarı, serseri olma; Kendi içine sefer et erenler gibi: Sen görenlerdensin, dünya seyrine dalma. Duru sudan daha temizdir benim sevgim; Sevgiyle bu oynayış da hakkımdır benim; Halden hale girer başkalarında sevgi: Neyse hep odur benim sevgim ve sevgilim. Dünya padişahın, kayserin, hakanın olsun; Cehennem kötünün, cennet iyinin olsun; Tesbih meleklerin olsun, temizlik Rızvan'ın: Sevgili bizim olsun, canı canımız olsun. Ey güzel, sen ki bana derdi derman edensin; Şimdi: "Çekil önümden" diye ferman edersin; Senin yüzün canımın kıblesi olmuş bir kez; Ne yapsın, kıble mi değiştirsin bu can dersin? Şarap iç adın silinip gitmeden dünyadan; Şarap kasveti, karanlığı giderir candan; Güzellerin saçını çözüp dağıtmaya bak Neylesin, netsin bu can, kıble mi değiştirsin?

Ömer Hayyam Rubaileri - 8

Nerde yüreği tertemiz uyanık insan? Nerde güzel düşünceler ardında koşan? Herkes kendi kafasının kulu kölesi: Hangi Tanrının kulu, nerde o kahraman? Kim için bu yerler gökler? Bizim için. Biz görüş cevheriyiz akıl gözünün Evren bir yüzük gibiyse çepeçevre İnsan, taşında bir nakış o yüzüğün. Yüce varlık bize bir beden verince Sevmesini öğretti her şeyden önce Sonra şu delik deşik yüreğimize Mana incileri sakladı binlerce. Niceleri geldi, neler istediler; Sonunda dünyayı bırakıp gittiler; Sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi? O gidenler de hep senin gibiydiler. Vakit geldi, dünya yeşiller giyecek; Ağaçlara Musa'nın eli değecek, Kuru tohumlara İsa'nın nefesi; Gözler açıp buluta çevrilecek. Gerçek eren içinde kir tutmayandır; Varlığını korkusuzca hiçe sayandır; Bu topraklar üstünde en temiz kişi Sağlığında toprak kesilmiş olandır. Ey can, sana aklı niçin vermiş veren? Kendini bil, yolunu bul yitip gitmeden. Baykuş gibi ne gezersin vir

Ömer Hayyam Rubaileri - 7

Ben kadehten çekmem artık elimi; Tutmam senin kitabını, minberini. Sen kuru bir sofrasın, ben yaş bir sapık: Cehennemde sen mi iyi yanarsın, ben mi? Eşi dostu verdik birer birer toprağa; Kiminden bir taş bile kalmadı ortada. Sen, yorgun katır, hala bu kalleş çöldesin: Sırtında bunca yük, yürü bakalım hala. Gözüm, kör değilsen, bunca mezarı gör; Dünyayı saran yalan dolanları gör; Krallar, padişahlar çürüyüp gitmiş: Ela gözlerine kurt dolanları gör! Felek doğruyu eğriyi tartaydı, Her işine güzel demek kolaydı. Böyle özü doğruluk olaydı? Evrenin özü doğruluk olaydı? Duman değil mi dünya mutfağında payın? Öyleyse ha olmuşsun ha olmamışsın. Senin zorunsa sermayeden yememek: Bekle, bekle de başkası yesin yarın. Bayram geldi; işimiz iştir bu aralık; Horoz kanı gibi şarap bollaşır artık. Gel gelelim eşekler de boş gezer şimdi: Oruç gemi ağızlarından çıkar, yazık! Hep arar dururdum, dünyaya geleli, Alın yazısı, cenneti, cehennemi. Hocam kesti attı, sağlam bilgisiyle:

Ömer Hayyam Rubaileri - 6

Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz: Kuklacı Felek usta, kuklalar da biz. Oyuna çıkıyoruz birer, ikişer ikişer; Bitti mi oyun, sandıktayız hepimiz. Dünya üç beş bilgisizin elinde; Onlarca her bilgi kendilerinde. Üzülme; eşek eşeği beğenir: Hayır var sana "kötü" demelerinde. Dedim: artık bilgiden yana eksiğim yok; Şu dünyanın sırına ermişim az çok. Derken aklım geldi başıma, bir de baktım: Ömrüm gelip geçmiş, hiç bir şey bildiğim yok. Cennette huriler varmış, kara gözlü; İçkinin de ordaymış en güzeli. Desene biz çoktan cennetlik olmuşuz: Bak, bir yanda şarap, bir yanda sevgili. Sen sofusun, hep dinden dem vurursun; Bana da sapık, dinsiz der durursun. Peki, ben ne görünüyorsam oyum: Ya sen? Ne görünüyorsan o musun? Varlık yokluk derdini aklından sil; Bırak öteleri de kendini bil. Doldur şarabı, geniş bir nefes al: Kaç nefes alacağın belli değil. Bir elde kadeh, bir elde Kuran; Bir helaldir işimiz, bir haram. Şu yarım yamalak dünyada Ne tam kafiriz,

Ömer Hayyam Rubaileri - 5

Şu testi de benim gibi biriydi; O da bir güzele vurgun, dertliydi. Kim bilir, belki boynundaki kulp da Bir sevgilinin bem beyaz eliydi. İnciyi isteyen dalgıç olacak; Varı yoğu dosta verip dalacak. Canı avucunda, nefesi göğsünde: Ayağı baş olacak, başı ayak! Girme şu alçakların hizmetine: Konma sinek gibi pislik üstüne. İki günde bir somun ye, ne olur! Yüreğinin kanını iç de boyun eğme. Bir taş bulamazsın ki Doğu ovalarında Küfretmesin bana da, benim zamanıma da Yüz adım yürü bak, bir dertli insan görürsün: Bunalmış, otura kalmış yolun kenarında. Güneş attı göğe sabah kemendini: Aydınlık padişahı atına bindi. İçin! için! diye bağırdı dört yana Canım sabah şarabının müezzini. Bu kadeh bir bedendir, cana gebe! Bir yasemindir, erguvana gebe! Hayır; yanlış; ne odur şarap ne bu: Bir sudur, bir su ki yangına gebe! Gökte bir öküz varmış, adı Pervin; Bir öküz de altındaymış yerin. Sen asıl iki öküz arasında Tepişmesine bak şu eşeklerin! Ne bilginler geldi, neler

Ömer Hayyam Rubaileri - 4

Dün geldi: Nedir aradığın? dedi bana: Bensem, ne bakarsın o yana bu yana? Kendine gel de düşün, içine iyi bak: Ben senim, sen ben; aranıp durma boşuna! Sabah doldu göklere mavi mavi; Doldur, ışık döker gibi, kaseyi! Acı olmasına acıdır şarap: Ama gerçek acıdır demezler mi? Adam olduysan hesap ver kendine: Getirdiğin ne? Götüreceğin ne? Şarap içersem ölürüm diyorsun: İçsen de öleceksin, içmesen de! Camiye gittim, ama Allah bilir niye: Ne namaz kılmaya, ne dua etmeye. Eskiden bir kilim aşırmıştım camiden: O eskidi gittim yenisini yürütmeye. Kimi dinde imanda buldu yolu Kimi akıl, bilim yolunu tuttu. Derken ses geldi karanlıklardan: Gafiller! Doğru yol ne odur, ne bu! Her gece aklım dalar gider engine. Ağlarım, inciler dolar eteğime. Sevdalıyım, şarap dayanmıyor bana: Kafam baş aşağı çevrik bir tas mı ne! Dünya ne verdi sana? Hep dert, hep dert! Güzel canın da bir gün elbet. Toprağında yeşillikler bitmeden Uzan yeşilliğe, gününü gün et. Şarap sen benim günü

Ömer Hayyam Rubaileri - 3

Varlığın sırları saklı, benden; Bir düğüm ki ne sen çözebilirsin, ne ben. Bizimki perde arkasında dedi-kodu: Bir indi mi perde, ne sen kalırsın, ne ben. Bir geldi mi derin ölüm uykusu, Biter bu dünyanın dedi-kodusu. Ölenden bir haber bekler insanlar: Ne söylesin? Bilmez ki ne olduğunu! Yel eser, umutlar savrulur gider; Sensiz, bensiz kalır bağlar bahçeler; Altın gümüş nen varsa harcamaya bak! Ölür gidersin, düşmanın gelir yer. Sevgili, seninle ben pergel gibiyiz: İki başımız var, bir tek bedenimiz. Ne kadar dönersem döneyim çevrende: Er geç baş başa verecek değil miyiz? Dünyada akla değer veren yok madem, Aklı az olanın parası çok madem, Getir şu şarabı, alsın aklımızı: Belki böyle beğenir bizi el alem! Ferman sende, ama güzel yaşamak bizde: Senden ayığız bu sarhoş halimizde. Sen insan kanı içersin, biz üzüm kanı: İnsaf be sultanım, kötülük hangimizde? Bu dünyadan başka bir dünya yok, arama; Senden benden başka düşünen yok, arama! Vaz geç

Ömer Hayyam Rubaileri - 2

İçin temiz olmadıksan sonra Hacı hoca olmuşsun, kaç para! Hırka, tespih, post, seccade güzel; Ama Tanrı kanar mı bunlara? Var mı dünyada günah işlemeyen söyle: Yaşanır mı hiç günah işlemeden söyle; Bana kötü deyip kötülük edeceksen, Yüce Tanrı, ne farkın kalır benden, söyle. Felek ne cömert ne aşağılık insanlara! Han hamam, dolap değirmen, hep onlara. Kendini satmıyan adama akmek yok: Sen gel de yuh çekme böylesi dünyaya! Bilgenin yüreğinde her dilek, Anka kuşu gibi gizli gerek. Damla nasıl inci olur denizde: Sedefler içinde gizlenerek. Ovada her kızıl lalenin teni Bir padişahın kanıyla beslendi. Yerden biten şu mor menekşe yok mu? Bir güzelin yanağındaki bendi. Mal mülk düşkünleri rahat yüzü görmezler, Bin bir derde düşer, canlarından bezerler. Öyleyken, ne tuhaftır, yine de övünür, Onlar gibi olmayana adam demezler. Gül verme istersen, diken yeter bize. Işık da vermezsen, ateş yeter bize. Hırka, tekke, post most olasa da olur, Kilise çanlar

Ömer Hayyam Rubaileri - 1

Ey özünün sırlarına akıl ermeyen; Suçumuza, duamıza önem vermeyen; Günahtan sarhoştum, ama dilekten ayık; Umudumu rahmetine bağlamışım ben. Büyükse de isyanım, kötülüklerim, Yüce Tanrı'dan umut kesmiş değilim; Bugün sarhoş ve harap ölsem de yarın Rahmete kavuşur elbet kemiklerim. Tanrım bir geçim kapısı açıver bana; Kimseye minnetsiz yaşamak yeter bana; Şarap içir, öyle kendimden geçir ki beni Haberim olmasın gelen dertten başıma. Rahmetin var, günah işlemekten korkmam; Azığım senden, yolda çaresiz kalmam; Mahşerde lutfunla ak pak olursa yüzüm Defterim kara yazılmış olsun, aldırmam. Derde gama yatkın yüreğime acı; Bu tutsak cana, garip gönlüme acı; Bağışla meyhaneye giden ayağımı, Kızıl kadehi tutan elime acı. Akıl bu kadehi övdükçe över; Alnından sevgiyle öptükçe öper; Zaman Usta'ysa bu canım nesneyi Hem yapar hem kırıp bin parça eder. Ey zaman, bilmez misin ettiğin kötülükleri? Sana düşer azapların, tövbelerin beteri. Alçakları

Blogger Yayınlarınız Yeni Sekmede Açılsın

Arkadaşlar sizler de benim gibi, yazı başlıklarınıza tıkladığında yeni bir sekmede açılmasını istiyorsanız, Şablon üzerindeki ufak değişikliklerle bunu yapmanız mümkün olacaktır. Ziyaretçilerin sayfanızda geçireceği süreyi arttırmak veya Anasayfa'ya kolay dönüş için sadece sekme değiştirmesi ziyaretçileri de etkileyecektir. Geçelim bunun nasıl yapıldığına... Yayınları Yeni Sekmede Açmak İlk olarak Blogger hesabımıza giriş yapıyoruz. Daha sonra Şablon/HTML'yi Düzenle yolunu izliyoruz. Şimdi yapmanız gereken aşağıdaki kodu bulmak.(Kodların bulunduğu yerde Ctrl+F ile arama yapın) <a expr:href='data:post.link'><data:post.title/></a> Yukarıdaki kodu aşağıdakiyle değiştirin. <a expr:href='data:post.link' target='_blank' ><data:post.title/></a> Bu değişikliği yaptıktan sonra aşağıdaki kodları bulun. <a expr:href='data:post.url'><data:post.title/></a> Yukarıdaki ko

Masallaşmış Bir Bilge: Ömer Hayyam

Hayyam Doğulu bir düşünce ve şiir adamı olmasına karşın, daha çok Batıda gerçek değerini bulmuş. Neden dersiniz? Yunan fılozoflarıyla bir yakınlığı, gelenekleri ceviz kabuğu gibi kırıp öze gitmek istediği, başkalarından çok kendini söylediği, dünya ötesini inkar ettiği, bilgin olduğu kadar bilimden kuşkulandığı için mi? Bunu düşüne duralım, Hayyam'ın Doğu'da filozof yanından çok şair yanıyla tanındığını, söylediğinden çok söyleyişiyle sevildiğini, yorumlamalarda gerçek Hayyam'ın aranmadığını söyleyebiliriz. Dedelerimiz Hayyam'ı ya ermiş bir din adamı ya da sadece bir keyif adamı olarak görmüş ve göstermişlerdir. Kaldı ki Doğu'da eskiden, Hayyam'ın şiirlerini okuyan kim? Beş on kişi; mutlular mutlusu, kimseye hesap vermek zorunda olmayan Hayyam gibilerin bir gün kitap ve şarap parasını veren, bir başka gün de boynunu vurduran mutlular mutlusu bir azınlık. 0 zaman ve çok daha sonra, daha düne kadar, basın yok ki, Hayyam padişahlardan daha çok sevdigi halka sesini

Mars Hakkında 10 gerçek

Geçtiğimiz aylarda Katı olarak rastlanan sudan sonra dün NASA'nın yaptığı açıklamayla likit olarak da suyun bulunduğu gezegen olan Mars Güneş sistemimizin 4. gezegeni. Aşağıda ise bu gezegen hakkında yapmış olduğum araştırmaya istinaden yayınladığım 10 ilginç madde var. Olympus Mons - Olympus Dağı Mars'ta Olympus Dağı adı verilen Güneş Sistemi'nin en büyük volkanik yanardağı yer alıyor. Gezegenin yüzeyinden 26,8 km yükseklikte olan bu dağ, neredeyse 3 adet everest yüksekliğinde... Valles Marineris Kanyonu Valles Marineris adında yine Güneş Sistemi'nin en büyük kanyonu. 2490 mil uzunluğunda, 125 mil genişliğinde olduğu düşünülen bu kanyon, 4 mil de derinliğe sahip. Mars atmosferini eser miktarda su buharı, %95 karbondioksit, %3 nitrojen ve %1,5 oranında da argon gazı oluşturuyor. Mars'ın iki uydusu da Mars'a çok yakın. Bu da çekim alanı sebebiyle uyduların zamanla parçalanması demek... Bilimadamlarına göre bu parçalanma sonucunda Mars'

Wordpress Site Kurulumu (Resimli)

WordPress kurulumu diğer CMS sistemlerinden kat kat kolaydır. Çok fazla konuşarak kafanızı şişirmek istemiyorum.Sahip olmanız gerekenler, Domain ve Hostingdir. Bunları alırken dikkat etmeniz gereken wordpress için sıkıntı çıkarmamasıdır. ( Birçok hosting firması bunu belirtir) Şimdi kurulumunu anlatım aşamasına geçebiliriz. İlk olarak  https://tr.wordpress.org/  adresinden  WordPress 4.2.2  ( Şu an için Son sürüm ) indiriyoruz. Varsa Filezilla gibi bir FTP programıyla yoksa CPanel’den Zip’li dosyanın içerisindeki dosyaları /public_html dizinine gönderiyoruz. (FTP bilgilerini hosting sağlayıcınızdan öğrenebilirsiniz) Gönderim bittikten sonra MySQL bir veritabanı oluşturmada sıra. Bunu yapmak için CPanel’e giriş yapıyoruz. MySQL veritabanı oluşturmayı manuel olarak da yapabileceğimiz gibi Wizard (sihirbaz) yardımı ile hızlı bir şekilde hazırlayabiliriz. Bu nedenle olaya çok hakim olmayanlar için sihirbazı kullanacağım. Yukarıda görüldüğü üzere “MySQL Database Wizard’ı seç