Ömer Hayyam'ın rubaileriyle bir şekilde karşılaşmışsınızdır. Ne kadar rubaisi olduğu bir muamma fakat kendisine atfedilen rubaisi yüzlercedir. Hangi rubaisinin kendisine ait, hangisinin değil tartışmaları uzun zamandan beri süre gelmektedir. Dinsiz mi, dindar mı olduğu da bu tartışmalarda hüküm sürmektedir.
Gazali'yle olan muhabbetine geçmeden önce rubailerindeki ince ayrıntıya dikkat etmenizi istiyorum. Rubaileri a+a+b+a uyak düzeninde olan Hayyam'ın kesinlikle olmayan rubailerinden bir örnek vermek istiyorum.
"Irmaklarından şaraplar akacak diyorsun
Cennet-i âla meyhane midir?
Her mü'mine iki huri diyorsun
Cennet-i âla kerhane midir?"
Yukarıda gördüğünüz bu dörtlük kesinlikle O'na ait değildir. Çünkü a+b+a+b uyak düzeninde yazılmıştır ve Ömer Hayyam'ın rubailerindeki uyak düzeniyle uzaktan-yakından alakası yoktur.
Ömer Hayyam Dünya'nın hareketli olduğunu söylediği için dinsiz sayılmıştır. Galile meselesi gibi o da Dünya'nın kendi ekseni etrafında hareket ettiğini söylemiştir.
Ömer Hayyam devlet adamları ve tanınmış kişilerle ters düştüğü için toplum tarafından dışlanmıştır.
Dünyanın hareketli olduğunu ispatlamak için bir mezarlığın yanında "Yıldız Evi" dediği araştırma evini kurmuştur. Bu teorisini de orada yıldızlara bakarak bulmuştur.
O yıllarda bu teorisini açıklamak için Gazali'yi Yıldız Evi'ne davet etti. Ömer Hayyam bu davet için daha öncesinde gerekli hazırlıkları yaptı. Duvarda Zodyak perdesi ve o duvarın önünde yuvarlak bir alan bulunuyordu.
Ömer Hayyam Nişabur medresesinin en bilgili hocası olan Gazali'nin bu alana gelmesini istedi. Gazali dediği gibi o yuvarlak alana geldi ve perdeye baktı. Hayyam Gazali'ye kımıldamamasını söyledi. Gazali'nin önündeki perde birden dönmeye başladı. Altındaki zemin de hareket etmeye başladı. Bunun karşısında donup kalan Gazali, yere düştü. Gazali kendisinin dönmediğini iddia ederken, Ömer Hayyam ve talebeleri kendisinin döndüğünü söylüyorlardı.
Ömer Hayyam kule altındaki mekanızmanın kuleyi hareket ettirdiğini ve bu yüzden Gazali'nin kendi etrafında döndüğünü sandığını anlattı. Yıldızları da aynı bu şekilde her gece görüyorduk. Dünya hareketli olduğumuz için yıldızları hareketli sanıyorduk.
Ömer Hayyam'a göre yıldızlar Dünya'mızdan bir hayli uzaktaydılar.
Bu kadar uzakta olan yıldızların Dünya'mız etrafında dönmesi imkansızdı. Diğer bir yanda ise Güneş evrenimizin lambasıydı...
Gazali Ömer Hayyam'ın bu düşüncesinin Allah'a küfür olduğunu, inançlarımıza ters düştüğünü söylüyordu. Ömer Hayyam'ın söylediği gerçekler, o zamanın insanlarının algılayabileceği şeyler değildi. Ayrıca bağnazca inandıkları şeyler düşünmelerine imkan vermiyordu. Ömer Hayyam o yıllarda bağnazlığı aşmış, ve o döneme göre çok fazla bilgili bir alimdir.
Ömer Hayyam ve Gazali'nin arasında geçen bu muhabbet üzerine Ömer Hayyam'ın dinsiz olduğu bütün Nişabur'a yayılmıştır. Sarayın müneccimi olarak bağlanan maaşı kesilmiştir. Herkesin alay ve hakaretlerine uğrayan Hayyam'ın son olarak "Yıldız Evi" de yakılınca, çaresizce bulunduğu yeri terk etmiştir. Bu olaydan sonraki hayatını fakirlik içerisinde geçirmiştir...
Ömer Hayyam'dan yüzyıl sonra yaşamış olan Şehrazuri, O'nun hakkında şöyle demiştir:"Eğer kendini azıcık olsun denetleyebilseydi, astronomi ve felsefede ulaştığı yücelik, ulaşılmaz olabilirdi".
Gazali'yle olan muhabbetine geçmeden önce rubailerindeki ince ayrıntıya dikkat etmenizi istiyorum. Rubaileri a+a+b+a uyak düzeninde olan Hayyam'ın kesinlikle olmayan rubailerinden bir örnek vermek istiyorum.
"Irmaklarından şaraplar akacak diyorsun
Cennet-i âla meyhane midir?
Her mü'mine iki huri diyorsun
Cennet-i âla kerhane midir?"
Yukarıda gördüğünüz bu dörtlük kesinlikle O'na ait değildir. Çünkü a+b+a+b uyak düzeninde yazılmıştır ve Ömer Hayyam'ın rubailerindeki uyak düzeniyle uzaktan-yakından alakası yoktur.
Ömer Hayyam Dünya'nın hareketli olduğunu söylediği için dinsiz sayılmıştır. Galile meselesi gibi o da Dünya'nın kendi ekseni etrafında hareket ettiğini söylemiştir.
Ömer Hayyam devlet adamları ve tanınmış kişilerle ters düştüğü için toplum tarafından dışlanmıştır.
Dünyanın hareketli olduğunu ispatlamak için bir mezarlığın yanında "Yıldız Evi" dediği araştırma evini kurmuştur. Bu teorisini de orada yıldızlara bakarak bulmuştur.
O yıllarda bu teorisini açıklamak için Gazali'yi Yıldız Evi'ne davet etti. Ömer Hayyam bu davet için daha öncesinde gerekli hazırlıkları yaptı. Duvarda Zodyak perdesi ve o duvarın önünde yuvarlak bir alan bulunuyordu.
Ömer Hayyam Nişabur medresesinin en bilgili hocası olan Gazali'nin bu alana gelmesini istedi. Gazali dediği gibi o yuvarlak alana geldi ve perdeye baktı. Hayyam Gazali'ye kımıldamamasını söyledi. Gazali'nin önündeki perde birden dönmeye başladı. Altındaki zemin de hareket etmeye başladı. Bunun karşısında donup kalan Gazali, yere düştü. Gazali kendisinin dönmediğini iddia ederken, Ömer Hayyam ve talebeleri kendisinin döndüğünü söylüyorlardı.
Ömer Hayyam kule altındaki mekanızmanın kuleyi hareket ettirdiğini ve bu yüzden Gazali'nin kendi etrafında döndüğünü sandığını anlattı. Yıldızları da aynı bu şekilde her gece görüyorduk. Dünya hareketli olduğumuz için yıldızları hareketli sanıyorduk.
Ömer Hayyam'a göre yıldızlar Dünya'mızdan bir hayli uzaktaydılar.
Gazali Ömer Hayyam'ın bu düşüncesinin Allah'a küfür olduğunu, inançlarımıza ters düştüğünü söylüyordu. Ömer Hayyam'ın söylediği gerçekler, o zamanın insanlarının algılayabileceği şeyler değildi. Ayrıca bağnazca inandıkları şeyler düşünmelerine imkan vermiyordu. Ömer Hayyam o yıllarda bağnazlığı aşmış, ve o döneme göre çok fazla bilgili bir alimdir.
Ömer Hayyam ve Gazali'nin arasında geçen bu muhabbet üzerine Ömer Hayyam'ın dinsiz olduğu bütün Nişabur'a yayılmıştır. Sarayın müneccimi olarak bağlanan maaşı kesilmiştir. Herkesin alay ve hakaretlerine uğrayan Hayyam'ın son olarak "Yıldız Evi" de yakılınca, çaresizce bulunduğu yeri terk etmiştir. Bu olaydan sonraki hayatını fakirlik içerisinde geçirmiştir...
Ömer Hayyam'dan yüzyıl sonra yaşamış olan Şehrazuri, O'nun hakkında şöyle demiştir:"Eğer kendini azıcık olsun denetleyebilseydi, astronomi ve felsefede ulaştığı yücelik, ulaşılmaz olabilirdi".
Yorumlar