Ramazan ayı bu yıl da geldi yine;
Vurdu bukağıyı aklın bileğine; Tanrım bu halka bir gaflet ver de bari Ramazanı Şevval sansınlar bu sene.
Ey doğru yolun yolcusu, çaresiz kalma;
Çıkma kendinden dışarı, serseri olma; Kendi içine sefer et erenler gibi: Sen görenlerdensin, dünya seyrine dalma.
Duru sudan daha temizdir benim sevgim;
Sevgiyle bu oynayış da hakkımdır benim; Halden hale girer başkalarında sevgi: Neyse hep odur benim sevgim ve sevgilim.
Dünya padişahın, kayserin, hakanın olsun;
Cehennem kötünün, cennet iyinin olsun; Tesbih meleklerin olsun, temizlik Rızvan'ın: Sevgili bizim olsun, canı canımız olsun.
Ey güzel, sen ki bana derdi derman edensin;
Şimdi: "Çekil önümden" diye ferman edersin; Senin yüzün canımın kıblesi olmuş bir kez; Ne yapsın, kıble mi değiştirsin bu can dersin? |
Şarap iç adın silinip gitmeden dünyadan;
Şarap kasveti, karanlığı giderir candan; Güzellerin saçını çözüp dağıtmaya bak Neylesin, netsin bu can, kıble mi değiştirsin?
Bizim şarap içmemiz ne keyfimizden,
Ne dine, edebe aykırı gitmemizden; Bir an geçmek istiyoruz kendimizden: İçip içip sarhoş olmamız bu yüzden.
Biliyorum varlığın, yokluğun dış yüzünü;
Yükselmenin de alçalmanın da içyüzünü; Ne çıkar öte yanını da bilsem feleğin: Bezmişim bilgiden, atmışım her türlüsünü
Baharlar yazlar gider, kara kış gelir;
Varlığın yaprakları dürülür bir bir; Şarap iç, gam yeme; bak ne demiş bilge: Dünya dertleri zehir, şarap panzehir.
Gülün yüzünde çiy tanesi nevruzun ne hoş;
Yeşillikte canı aydınlatan yüzün ne hoş; Geçmiş gitmiş gün üstüne ne söylesen boş: Bırak dünü, hoş et gönlünü, bak bugün ne hoş. |
Ömer Hayyam 'ın rubaileriyle bir şekilde karşılaşmışsınızdır. Ne kadar rubaisi olduğu bir muamma fakat kendisine atfedilen rubaisi yüzlercedir. Hangi rubaisinin kendisine ait, hangisinin değil tartışmaları uzun zamandan beri süre gelmektedir. Dinsiz mi, dindar mı olduğu da bu tartışmalarda hüküm sürmektedir. Gazali'yle olan muhabbetine geçmeden önce rubailerindeki ince ayrıntıya dikkat etmenizi istiyorum. Rubaileri a+a+b+a uyak düzeninde olan Hayyam'ın kesinlikle olmayan rubailerinden bir örnek vermek istiyorum. "Irmaklarından şaraplar akacak diyorsun Cennet-i âla meyhane midir? Her mü'mine iki huri diyorsun Cennet-i âla kerhane midir?" Yukarıda gördüğünüz bu dörtlük kesinlikle O'na ait değildir. Çünkü a+b+a+b uyak düzeninde yazılmıştır ve Ömer Hayyam'ın rubailerindeki uyak düzeniyle uzaktan-yakından alakası yoktur. Ömer Hayyam Dünya'nın hareketli olduğunu söylediği için dinsiz sayılmıştır. Galile meselesi gibi o da Dünya'nın kendi eks
Yorumlar